İYİ Parti Mersin Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Zeki Hakan SIDALI, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda söz alarak Uzman Erbaşların sorunlarını dile getirdi.
Uzman Erbaşlara kadro talep eden SIDALI şöyle konuştu;
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime bugün acı haberini aldığımız şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli unsurlarından olan uzman erbaşlarımız, Türkiye'nin geçmeye çalıştığı profesyonel ordu sisteminin de belkemiğini oluşturmakta. Vatan savunmasında en kritik görevleri üstlenen kahramanlarımız, ordumuzun en çok şehit ve gazi veren unsuru olma gururunu da şeref nişanesi olarak göğsünde taşıyor. Tüm bu cansiparane mücadelelerine rağmen uzman erbaşlarımız, ne yazık ki, hak ettikleri değeri görmüyor. İktidarda olanlar, onların her geçen gün dağ gibi büyüyen sorunlarını göremiyor ya da görmek istemiyor.
Sınır içi ve sınır ötesi terörle mücadelenin vurucu ve kritik gücü olan uzman erbaşlarımız, branşlarında ne kadar uzmanlaşırlarsa uzmanlaşsınlar, her an işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Liyakat ve tecrübeye bakılmadan, aldıkları sıralı cezalarla sözleşmeleri feshedilebiliyor; bu sebeple, uzman erbaşlar ceza almamak, işten atılmamak adına, görevleri olmayan, kanun ve yönetmeliklerinde de yer almayan işleri yapmak zorunda bırakılıyor. Yanı sıra, sözleşmeli görev yaptıkları için her sözleşme yenilenmesinde de sağlık raporu almak zorundalar. "Sınıfının görevini yerine getirebilir." raporu almazsa Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişiği kesilebiliyor.
Subay ve astsubaylara baktığımızdaysa bu durumda olanların farklı sınıflara kaydırılarak görevlerine devam ettiklerini görebiliyoruz. Size soruyorum: Yıllarca Türk milletine emek vermiş uzman erbaşları tek kalemde harcamak ne kadar adaletli bir durum? Uzman erbaşlarımızı kapsayan bir tayin yönetmeliği bulunmuyor. Subay, astsubay tayin yönetmeliklerinde meslek hayatında 1 kereye mahsus iki yıl ev götürülemez garnizonlarda görev yapma şartı varken uzman erbaşlar neredeyse meslek hayatlarının dörtte 3'ünü bu şekilde geçiriyorlar. Daha da somutlaştıracak olursak Tunceli'de görev yapan bir uzman Kayseri'ye tayin oluyor, Kayseri'deki birlik geçici görevle Hakkâri'ye gönderiyor, dört sene burada yapıyor. Geçici görev şark görevi sayılmadığı için yeni tayin döneminde terörle mücadelenin yoğun bir ile tekrar gönderilebiliyor. Ömürleri ev götürülemez garnizon ve karakollarda geçen uzman erbaşlar aile bütünlükleri olmadan, çocuklarını görmeden bir meslek hayatı geçiriyorlar. Bu durum kabul edilemez. "İstediğimiz yere gitmezse sözleşme yenilemeyiz." tehdidi ve baskısıyla bu işi yürütemezsiniz. Uzman erbaşlarımızı üvey evlat olarak görmek yerine, Türk Silahlı Kuvvetlerinin asli unsuru olarak görmenizi istiyoruz.
Uzman erbaşlarımızın bir nöbet ve izin yönetmelikleri de bulunmamakta. Üstleri ne derse o oluyor. Günü geliyor üst rütbenin nöbetini tutan uzman, günü geliyor ast rütbenin de nöbetini tutmak zorunda kalıyor.
Diğer yandan, uzman erbaşların bireysel izin aldıkları da nadir görülüyor. Bunun yerine takım ve tim izinleri alan uzman erbaşlar, düğünlerini bile bu izne göre ayarlamak zorunda kalıyorlar; çocuklarının doğumuna, yakınlarının cenazesine bile gidemiyorlar. Bu uygulama da kabul edilemez. Uzman erbaşlarımızın en basit kabul edilen çalışma haklarını, hatta insan hakları bağlamında düşünebileceğimiz taleplerini artık görmezden gelmemelisiniz. Unutmamalıyız ki en kutsal görevlerden birini icra eden bu kişilerin görevleri dışında bir de ailevi sorumlulukları var. Dayatılan mecburiyetler, baba veya eş olma, hatta evlat olma gibi en insani ve en önemli görevlerini gölgelemekte. Aile bütünlükleri bu şartlarda nasıl sürdürülebilir? Siz olsanız ne hissederseniz?
Ayrıca, duymaktayız ki birçok birlikte görev bitiminde istirahat için üst rütbeliler evlerine giderken uzman erbaşların gitmelerine izin bile verilmemekte. Tüm bu şartlar, onların zaten zor ve tehlikeli olan hayatlarını daha da zorlaştırıyor. Kahraman uzman erbaşlarımızın aslında bizlerden istediği çok şey yok, daha insancıl bir kanun istiyorlar. TSK'nin düzenlediği gerek yönetmeliklerde gerekse temel haklarda yok sayılmamalılar.
Konuşmamı onlardan aldığım bir cümleyle bitirmek istiyorum: "Vatana hizmetin sözleşmesi olmaz." Gelin, artık, bu kardeşlerimizi sözleşmeli çalıştırmayalım, hakları olan kadroları verelim.
Yorum yazarak KPSS Cafe Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan KPSS Cafe hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler KPSS Cafe editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı KPSS Cafe değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak KPSS Cafe Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan KPSS Cafe hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler KPSS Cafe editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı KPSS Cafe değil haberi geçen ajanstır.