Liderler Gündemi: Liderler Grup Toplantılarında Neler Konuştu!

Salı günleri tüm siyasi parti liderleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grup toplantıları düzenliyor ve bir haftalık gündemi değerlendiren, yeni haftanın gündemini belirleyen açıklamalarda bulunuyorlar. KPSS CAFE olarak her hafta salı günleri siyasi parti liderlerinin konuşmalarından öne çıkan satır başlarını derleyeceğiz. Bu sayede hem haber kalabalığını engelleyecek hem de tek haberde siyasi gündemi bir araya getirmiş olacağız. İlkini bu hafta gerçekleştiriyoruz. Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Meral Akşener'in Mecli Grup Toplantısı konuşmalarına dair notlar...

Liderler Gündemi: Liderler Grup Toplantılarında Neler Konuştu!
Liderler Gündemi: Liderler Grup Toplantılarında Neler Konuştu!
+2
Haber albümü için resme tıklayın

Salı günleri tüm siyasi parti liderleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grup toplantıları düzenliyor ve bir haftalık gündemi değerlendiren, yeni haftanın gündemini belirleyen açıklamalarda bulunuyorlar. KPSS CAFE olarak her hafta salı günleri siyasi parti liderlerinin konuşmalarından öne çıkan satır başlarını derleyeceğiz. Bu sayede hem haber kalabalığını engelleyecek hem de tek haberde siyasi gündemi bir araya getirmiş olacağız. İlkini bu hafta gerçekleştiriyoruz.  Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Meral Akşener'in Mecli Grup Toplantısı konuşmalarına dair notlar...

RECEP TAYYİP ERDOĞAN AK PARTİ GRUP TOPLANTISI

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında bir süredir gündemi meşgul eden Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. '' Dünyanın hiç bir yerinde 38 yaşında emekli olunmaz'' diyen Erdoğan "Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz ama siyasette bu yol her zaman için açıktır." ifadesini kullandı.

Sosyal güvenlik mevzuatına göre emekli olabilmek için sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş olarak 3 ayrı hususa bakılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Emeklilik için 1999 yılına kadar yalnızca hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı yeterliydi. Bu tarihte yapılan bir düzenlemeyle kademeli olarak yaş şartı da getirildi. Son günlerde emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında yürütülen kampanyanın özünde işte bu uygulama vardır." değerlendirmesinde bulundu. 

Emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında bir de dernek kurulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İşe bak. Bu derneğin başındaki kişinin durumu dahi tek başına sosyal güvenlik sistemimizin nasıl bir felakete itilmeye çalışıldığının en büyük ispatıdır. Bu derneğin başındaki hanımefendi, 1992 yılında sigortalı olarak sosyal güvenlik sistemimize dahil olmuş. Şayet eski sistem devam etseydi bu hanımefendi 2012 yılında, 38 yaşında emekli olacaktı. Halihazırdaki sistemdeki kademeli yaş uygulaması sebebiyle bu hanımefendi 2022 yılında yani 48 yaşında emekli aylığı almaya başlayabilecek. Esasen bu kişi zaten emeklilik hakkını kazanmış durumda. Sadece emekli maaşı alabilmesi için bu yaşı beklemesi gerekiyor." 

Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama olmadığının altını çizen Erdoğan, "20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak bir kişi 40 yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacaktır demektir. Böyle şey olur mu? Buna dünyanın hiçbir ülkesinin sosyal güvenlik sistemi dayanamaz. Zaten oralarda da böyle bir uygulama yok. Ortalama insan ömrünün 60 yaşı dahi bulmadığı dönemlerde 40'lı yaşlarda emekli olmanın belki bir izahı vardı ama bugün ülkemizde ortalama insan ömrü 78'i geride bıraktı." açıklamasını yaptı. 

48 yaşında emekli olan bir kişinin bile yaklaşık 30 yıl sistemde kalacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Bugün ülkemizde ortalama emeklilik yaşı 52'dir. Bu rakam Avrupa ülkelerinde 65'tir. Türkiye kademeli olarak henüz yeni yeni 65 yaş sınırına doğru çıkmaya çalışıyor. Ülkemizde ortalama sigortalılık süresi 26 yılken emeklilikte geçen ömür 27 ile 31 yıl arasındadır. Avrupa'da sigortalılık ortalama süresi 35 yılken emeklilikte geçen süre de genellikle 20 yılın altındadır. Ülkemizde bir emekli tüm çalışma hayatı boyunca ödediği primi 6 yılda emekli maaşı olarak geri almaktadır. Görüldüğü gibi mevcut durumda dahi emeklilik sistemimiz içler acısı bir haldedir. 

Sosyal Güvenlik Kurumunun hesaplamalarına göre emeklilikte yaşa takılanlar denilen gruba giren 6,3 milyon kişi bulunuyor. Bunların 1 milyon kadarı devlet memuruyken kalanları hizmet akdiyle veya kendi hesabına çalışanlardan oluşuyor. Bunlardan 1,3 milyonu hemen emekli olabilecek durumda, kalanları da peyderpey emekliliğini talep edebilecektir. Bu teklifin ülkemize yıllık ilave maliyeti 26 milyar lira. Erken emeklilikten yararlanacakların tamamı göz önüne alındığında bu rakam toplamda 750 milyar lirayı buluyor. Ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz böyle bir dönemde, böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı, diye milletime soruyorum." 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni yönetim sistemimizin ilk bütçesinin hazırlıklarını tamamladık. 2019 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifini inşallah yarın Meclise sunuyoruz." dedi. 

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "ekonomik kurtuluş savaşının verildiği dönemde bir taraftan domates, patates, biber, un ekmek, çocuk bezi gibi ürünlerin satışında fırsatçıların türediğini, diğer taraftan ise emeklilikte yaşa takılanlar konusunun gündeme geldiğini" söyledi. 

Yaşa takılanların emekli olması halinde bu kişilerin bir taraftan devletten maaşa alacağını diğer taraftan da kendine göre iş yapmaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, "Yani çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna hak, adalet denmez. Bugün batı dünyası yaşta emekliliği tırmandırıyor. 65 yaşın altına eyvallah etmiyor. Niye? Ülkeye maliyetleri çok çok fazla da onun için. Eskiden İskandinav ülkelerinde erken emeklilik olurdu. Şimdi İskandinav ülkeleri bile bunun bedelini ödeyemez duruma düşünce emeklilik yaşını onlar da yukarı doğru tırmandırmaya başladılar." dedi. 

Erdoğan, anlattıklarının yanlış anlaşılmamasını isteyerek, "kimsenin hakkında hukukunda gözlerinin olmadığını" vurguladı. 

Türkiye'de AK Parti kadar insanların hakkını koruyan, refah seviyesini yükselten, sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getiren bir başka partinin olmadığının altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: 

"Emeklilerimiz konusunda en büyük hizmetleri yine biz getirdik. Biz göreve geldiğimizde bu ülkede 68 lira emekli maaşı vardı. Bugün asgari ücretin altında neredeyse emekli maaşı kalmadı. Nereden nereye... Tüm emeklilerimize ayrıca ramazan ve kurban bayramlarında biner lira ikramiye veriyoruz. Sağlık hizmetlerinde dünyada örneği olmayan bir şekilde sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında hiç kimseyi bırakmadık. Ülkemizin imkanları arttıkça tüm vatandaşlarımızla birlikte emeklilerimizin de durumlarını iyileştirmeyi sürdüreceğiz. Bir kesimi memnun etmek adına ülkenin tüm dengelerinin bozulmasına da gönlümüz rıza gösteremez. Kaldı ki bu adım ya da bu kampanya bir siyasi ranta dönüştürülmemelidir. Bu olursa bedeli ülkemize çok ağır olur. 

Şu gerçeği hepimiz gayet iyi biliyoruz, bugün emeklilikte yaşa takılanlar diyerek kampanya yürütenlerden önemli bir bölümü emekli maaşı almaya başladıktan sonra da resmi ya da gayri resmi olarak çalışmayı sürdürecektir. Bir yandan devletten maaş alacak diğer yandan yine işlerine güçlerine bakacaklar. Hakikat bu iken göz göre göre sosyal güvenlik sistemimizi yeni bir batağın, yeni bir felaketin içine niye sürükleyelim. Mecliste bu konuyu gündeme getiren partileri bu gerçekler ışığında yeniden bir durum değerlendirmesi yapmaya davet ediyorum. Türkiye geçmişte popülist politikalardan hesapsız kitapsız atılan adımlardan çok çekti. Gelin yeniden bu tehlikeli alışkanlığı hortlatmayalım." 

KEMAL KILIÇDAROĞLU CHP GRUP TOPLANTISI

Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısı'nda konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'li papaz Andrew Brunson'ın serbest bırakılmasına dair, ''Gizli tanık rezaleti yaşadık. Papaz gitti neredeyse utanmasalar devlet töreni yapacaklar. Hani vermem diyordun ne oldu da verdin? Erdoğan'a soruyorum ne müzakeresi yaptınız?'' ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devredilmesi ile ilgili yapılan açıklamalara, şu cevabı verdi:

"Atatürk'ün vasiyeti. Vasiyet herkesin yapabileceği bir iradedir. Mustafa Kemal Atatürk de el yazısı ile vasiyetini yazıyor. İş Bankası'ndaki Atatürk'e ait hisseleri Hazine'ye alacağım diyor. Türkiye'nin en büyük özel bankası. Şimdi o bankaya el koyacağım diyor. Kenan Evren de aynısını yaptı o da bir diktatördü sen de aynısını yapıyorsun sen de bir diktatörsün ne farkınız var? Yurtdışından gelsin yabancılar diyorlar niye gelecek? Bankayı nasıl ele geçiririz hortumlarız bunun hesabını yapıyorlar. Her mücadeleyi yapacağız hukuk zemininde. Türkiye sahipsiz bir devlet değildir." ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ''sağlıkta şiddet giderek artıyor. 83 yıllık cumhuriyette 1 hekim şiddet sebebiyle hayatını kaybetti. Ancak 16 yılda şiddet sebebiyle yaşamını yitiren hekim sayısı 16. Şiddet vakası ise 2012 ile 2018 yılları arası 6 bin 385.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tahliye edilen Papaz Brunson konusuna da geniş yer verdi. Bu konu hakkında; ''Devletin nasıl yönetildiğine ve hale sokulduğuna bakın. Papaz ajan dediler, terör örgütleriyle bağlantılı dediler. Bunu neye dayanarak söylüyorlar; Dua kod adlı bir gizli tanığın ifadesi üzerine. Eğer devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayamıyorsa, baskıcı bir devlete dönüşür. O zaman devlet hukuk devleti olmaktan çıkar, organize suç örgütü olur. Devleti yönetenler yanlış olmadığı sürece başkasının işine karışmamalıdır.

Erdoğan, 11 Ocak 2018 tarihinde diyor ki, "Bu fakir bu görevde olduğu sürece bu teröristi alamazsın." Brunson şu an nerede? 11 Ağustos 2018 tarihinde "Tehdit ediyor yarın saat 18:00'e kadar göndereceksiniz. Burası çatladıkapı ülkesi mi? Burası Türkiye Türkiye!" Ee ne oldu? Brunson'ı gönderdin. Senin sayende oldu bunlar. Polis Akademisi'nde "Sizde de bir var bizde de bir papaz var ver papazı al papazı diyordun diyorum ‘orayı karıştırma' diyorlar" Bizdeki gitti neyle? Özel uçakla gitti. Utanmasalar devlet töreniyle göndereceklerdi. Ne oldu da verdin? Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onuru ve şerefiyle nasıl oynarsın?

Ne müzakeresi yaptınız? Fidye verdin mi? Ya Trump doğruyu söylüyor, ya sen yalan söylüyorsun. Ya sen doğru söylüyorsun, ya Trump yalan söylüyor. Ama hep Trump'ın dediği çıktı. Sen Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin iradesini Trump'a teslim ettin. Senin yatacak yerin yok. Yok mahkeme karar vermiş. Geçiniz, geçiniz. Trump kime teşekkür ediyor? Mahkemeye değil sana. Bahçeli'ye açık ve net bir çağrıda bulunuyorum: Türkiye'nin onuruyla oynayan bu hükümete ve saraya destek vermeyi sürdürecek misin?

DEVLET BAHÇELİ MHP GRUP TOPLANTISI

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, "Herkesin gözü önünde Türkiye’den Evanjelist bir Papaz geçip gitmiştir. Hani ver papazı, al papazı diyorduk, ne oldu?" ifadesini kullandı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, mahkemeden çıkan Papaz Brunson kararının, ne söylenirse söylensin, nasıl tevil edilirse edilsin "milleti üzdüğünü ve yaraladığını" aktardı.

Bahçeli ''Bu papazın Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ilişkilerini resmen zehirlediğini, taammüden zaafa uğrattığını vurgulayan Bahçeli, dördüncü kez hakim karşısına çıkarılan Papazın, 3 yıl 1 ay 15 gün ceza aldığını; sonuç itibarıyla infaz hükümleri gereğince yattığı süre de hesaba katılarak tahliyesi kararlaştırıldığını'' anısatarak açıklamaları şöyle sürdürdü;

Donald Trump'ın, Oval Ofis’te Papaz’ı hasretle kucakladığını, kendisine dua ettirdiğini, sanki Vietnam’dan, Afganistan’dan, Irak’tan dönen askerleri gibi karşıladığını belirten Devlet Bahçeli, "İlk bakışta ve yüzeysel olarak diyebiliriz ki Papaz gitmiş, kavga bitmiştir. Anlaşılan Papaz büyüsü de bozulmuştur. Trump’ın Türkiye’ye hisleri şıpsevdiler gibi birdenbire değişmiştir." ifadelerini kullandı.

MHP Lideri Bahçeli grup toplantısı konuşmasında şu değerlendirmeleri yaptı;

"Bir yanda 35 yılla yargılanıp, diğer yandan 2 yıl bile dolmadan yakayı,paçayı kurtaran bir casus papazın vebaline millet vicdanı nasıl ortak olacaktır? İstenen cezayla verilen ceza arasındaki uçurumu kim, nasıl kapatacak, nasıl izah edecektir? Bir önceki duruşmada söylediklerini bir sonraki duruşmada inkar edip tam aksini iddia eden gizli tanıklarla bağımsız ve tarafsız yargı nasıl teşekkül ve tecelli edecektir? Hadi bunlar oldu diyelim. Yargı kararına saygımızı dile getirip yutkunduk var sayalım. Hukuken pek çok mahsurları da görmezden gelelim. Bu çerçevede Papaz Brunson verildiyse, ABD’deki Papaz Gülen niye alınmaz, neden alınamaz? Halbuki 'ver Papazı al Papazı' demiştik. Sözümüz sözdü, irademiz senetti. Cevabını aradığımız soru şudur: Pensilvanya’daki Papaz ne zaman ülkemize iade edilecek? Bu hain Türk adaletinin önüne ne zaman çıkarılacak? Varsayalım Papaza Papazla karşılık vermediler. Bu kapsamda umut ettiğimiz takas diyelim ki gerçekleşmedi. İki Papazı da ellerinde tutmak istediler. Bu durum karşısında Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın iadesi ne zaman olacak? 

Maksadımız siyasi eleştiri yapmak veya yeni bir siyasi polemik sayfası açmak değildir. Dış politika konusunda hükümete verdiğimiz destek tartışmasız ve ortadadır. Ancak milli vicdanı rahatsız eden bir sorunla ilgili kanaatlerimizi dile getirmek, hatta sitem ve şikayetimizi seslendirmek en makul hakkımız, en meşru görevimizdir. Meselemiz Türkiye’nin saygınlığıdır, Türk milletinin sözünün dinlenmesidir.

Evanjelist Papaz gözle kaş arasında uçup gidecek, peşinde olduğumuz FETÖ Papazı Pensilvanya’dan örgütünü idare edecek, böylesi bir tablo tarihi hata sayılmayacak mıdır? O darbeciyi, o teröristi, o haşhaşiyi, o Türk ve İslam düşmanını istiyoruz, 251 şehidimizin hesabını vermesini sonuna kadar bekliyoruz, vermezlerse de ne yapıp edip söke söke almanın yollarını bulacağımıza inanıyoruz. Türkiye yeni yetme bir devlet değildir. Türkiye köksüz ve temelsiz bir devlet de değildir. Hukuk varsa devlet vardır, devlet varsa hükümranlık vardır, hukuk sakatlanırsa devlet irtifa ve itibar kaybedecektir." 

Papaz Brunson kararının, ne söylenirse söylensin, nasıl tevil edilirse edilsin milleti üzdüğünü ve yaraladığını belirten MHP LideriBahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı;

"Bakalım, dövizin akıbeti ne olacaktır? Görelim, % 10’la başlayan fiyat indirimleri enflasyonu eski seviyelerine çekecek midir? Bunların takipçisi olacağız. Fırsatçıların, tefecilerin, karambolde arı bırakıp kârın hevesine kapılan ahlaksızların peşini bırakmayacağız, enselerinden nefesimizi eksik etmeyeceğiz." dedi.

MERAL AKŞENER İYİ PARTİ GRUP TOPLANTISI

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ekonomik şartların vatandaşın cebini yaktığını, pazarlardaki fiyat artışı ile doğalgaz ve elektrik faturalarındaki yüksek rakamların dar gelirli vatandaşları borç batağına, borç sarmalına sürüklediğini ifade etti.

İYİ Parli Lideri Meral Akşener, yaşanan sıkıntıların ekonomik krizin öncü sarsıntıları olduğunu iddia ederek, "Doğru teşhis tedavinin ilk adımıdır. Teşhisi doğru yapmazsanız netice almanız mümkün değildir. 16 yıldır süren borçlanma ekonomisinin sonuna geldik. Türkiye'nin altına döşedikleri dinamitleri, borç parayla örttüler. Şimdi gerçekleri örten o perdenin açıldığı zamana geldik." diyerek ekonomik sorunlara dikkat çekti. 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerli ve yabancı sermayeye güven verilmesi gerekirken, enflasyonla mücadele adı altında raflarda etiket kontrolü yapılarak "ilkel bir görüntü" sergilendiğini söyledi. 

Siyasi iktidarın, halkın taleplerine ve isteklerine cevap veremediğini iddia eden Meral Akşener, "Emekliye, sabit ücretliye zam yapın, yerli otomobile vergi indirimi yapın, elektrik faturasında TRT payını kaldırın, adaleti tesis edin. Vatandaş devletine yargıya güvensin istiyoruz ama ses yok. Bizi dinlemiyor ama ABD'nin her sözünü dinliyor. Devlet hiçbir zaman kendi milletine bu kadar kayıtsız kalmamıştı." ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, hükümetin açıkladığı yeni ekonomik programı (YEP) ve enflasyonla mücadele planını (EMP) eleştirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü; 

"İktidar iki ay sürecek % 10 indirim çağrısı yaptı. Elbette dar gelirlinin cebinde kalacak her kuruş bizim için değerli ve önemlidir. Fakat hükümetin ayak oyunlarına kanacak kadar da saf değiliz. Bu indirimin amacı üreticiyi iki aylık bir indirime zorlayarak yıl sonu enflasyonunu düşük göstermek. Yılbaşında işçiye, memura, emekliye düşük zam yapmak için ucuz bir düzenlemedir bu." dedi.

KPSSCAFE.COM.TR | ANKARA - Özel Haber

16 Eki 2018 - 14:44 - Siyaset



göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak KPSS Cafe Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan KPSS Cafe hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler KPSS Cafe editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı KPSS Cafe değil haberi geçen ajanstır.



Anket Kamuya Memur Ve Personel Alımlarında Mülakat Kaldırılmalı mı?
Tüm anketler